• Ülke: Makedonya
  • Şehir: Üsküp
  • SEN DE Paylaş
  • 04 Mayıs 2015

Aslında bu haftadaki gezim ( 20-22 Mart 2015 ) Kosava – Priştine olacaktı ama uçağım olacağı sabah yoğun kar yağışı nedeniyle uçuşum iptal oldu ve biletimi bir sonraki durağım olacak Sırbistan – Belgrad’dan önce Üsküp olarak değiştirdim.

THY’nin 1005 no’lu Airbus 319-100 uçağıyla yolculuğuma başladım! 1.30 saat süren yolculuğum sonunda TAV’ın yaptırdığı “Skopje Alexander The Great” havalimanına indim. Havalimanında daha öncesinden iletişime geçtiğim taksici Fuat beni bekliyordu. Fuat ile telefonda İngilizce konuşmuştuk ama arabaya binerken nerelisin muhabbetini açmadan yapamadığım için çat put Türkçesi (doğduğundan beri Üsküp’te yaşıdığından dolayı) ile cevap verince uzun bir sohbete daldık. Otelim (Hotel Super 8) havalimanından araçla gidilirse eğer yaklaşık 20 dklık bir mesafede. Şehir merkezine yakın ve tüm Üsküp’ü yürüyerek gezmek istiyorsanız tavsiye edeceğim otellerden birisidir. Booking.com’un özel indirimlerden yararlanıp günlük 40 Euro’luk oteli çok daha uygun bir maliyete rezerve ettim. Fuat ile yolculuğumuz otelde sona erdi ve yarın Matka Kanyon’una gitmek için Fuat ile sözleştik.

Otele gelip, eşyalarımı bıraktıktan sonra akşam şehir turuna çıktım. Cuma akşamı daha önceki gittiğim bir çok Avrupa şehrine nazaran çok sessiz ve sakindi. Yolda evsizlerin olmadığı, insanların kendi halinde takıldığı ve hala gelişmeye devam eden Balkan şehriydi Üsküp! Fuat ile yolculuğumda şehir ile ilgili bazı bilgileri benime paylaşmıştı. İlk söylediği cümle ise “Abi göreceksin her adımda heykel, vallah sanata karşı ilgim arttı!” olmuştu. Gerçekten her adımımı attığımda bambaşka bir heykel , bambaşka bir sanat eseri vardı. Kişisel görüşüm ise kesinlikle fazlasıyla abartılmıştı. Yaptığım araştırmalara göre 2000 yılından beri Makedonya hükûmeti “Üsküp 2014” projesiyle tüm şehri farklı görünüme kavuşturmak adına Üsküp’ün merkezini adeta görkemli antik bir kente benzetmeye çalıştıklarını öğrendim. Fuat’tan ve şehirde dolaşırken konuştuğum insanlardan edindiğim bilgiler dahilinde Arnavutlar ve Türkler, bu proje kapsamında yapılanların kültürlerine ait değerleri yansıtmamasından dolayı rahatsız olduklarını dile getirdiler.

Makedonya-aksamGece şehir turuma devam ederken Türk markaları gözüme ilişti. Özellikle her yerde “Halkbank” vardı! Fuat’ın anlattığına göre eskiden sadece 3 şube ile Ziraat Bankası olduğunu ama son 2 sene içerisinde hepsinin kaldırılıp Halkbankası yapıldığını dile getirdi. İnternette araştırdığım bilgilere göre de, direkt olarak tüm personelleriyle birlikte devraldıkları bilgisiydi. Yürümeye devam ederken karşıma Zaman gazetesi ve Acıbadem reklamları da ilişti! Yaklaşık 35-45 dklık gece turumu sonlandırdığımda aslında şehrin merkezinin de bir kısmını dolaştığımı farkettim. Otele geri geldiğimde resepsiyondaki “Resul Sejdini” ile muhabbete daldık. Kendisine projemden bahsettim ve o da şehir hakkında bazı bilgiler verdi. Internetten çıktısını aldığı şehir haritası ve gezilecek yerler rehberi ise gerçekten benim için çok değerliydi.

Bununla beraber Milenyum Haçı’na gidecek otobüsün ( 1145 no’lu ) nereden geçtiğini ( otelin hemen sol çaprazından ) ve bahar tarifesine göre hangi saatlerde kalktığını yine ilgili internet sitesinden çıktısını alıp iletti. Akşam saat 17.00’dan sonra hava karardığından dolayı telefereklerin çalışmadığını ve sabah erkenden gitmenin çok daha güzel olduğunu belirtti. Aşağıda ilgili saatlere ulaşabilirsiniz.

Bu arada merak edenler için şehir haritasını detaylı olarak inceleyebilir ve çıktısını alıp geziniz de kullanabilirsiniz.
Sabah erken kalkıp, otelimde kahvaltı yaptıktan sonra ilk işim Millennium Cross’a gitmek oldu. 1145 nolu çift katlı kırmızı otobüse binip yaklaşık 15 dakikalık bir yolculukla, 66 metre ile Dünya’nın en büyük haç anıtı ünvanına sahip Milenyum Haçı’na vardım. Anıta giderken öncelikle araç veya yürüme yolunu kullanıyorsunuz. Otübüsle geçerken bazı dağcıların fazlasıyla dik olan yolda yürüyüş yaptıkları gözüme çarptı. Eğer gerçekten bu konuda kendinize güveniyorsanız kesinlikle tavsiye ederim. Araç ve yürüme mesafesi bittikten sonra sizleri çok güzel bir park alanı karşılıyor. Burada bizler olsaydık kesinlikle kebap eşliğinde piknik yapardık ama doğal park alanı olduğunda insanlar sadece temiz havanın ve yüksek rakımın keyfini çıkarıyorlar. Park alanını geçtikten sonra teleferiğe binmek için biletimi aldım ve yaklaşık 5 dakikalık Vodno Dağı’na tırmanışa geçtik. Teleferikte tırmanışa geçerken eğer tek başınaysanız güzel bir müzik eşliğinde manzaranın keyfini çıkarın. Ben sizler için fotoğraf çekmeyi tercih ettim ama son dakikalarımı da müziğin ritmine bıraktığımı da belirtmek isterim.

Makedonya-Uskup
Milenyum Haçı, Makedon Ortodoks Kilisesi tarafından finanse edilip 2002 yıllarında yapımına başlanmıştır. 2008 ile 2010 yılları arasında Avrupa ülkeleri tarafından da finansal destek görerek devam edilmiş ve 2011 yılında da resmi olarak açılmıştır. Hristiyanlığın gücünü göstermek için dinin 2000. yıl dönümüne saygı amacıyla yapılmıştır.

Anıtı gezdikten sonra yine kırmızı otobüsle şehir merkezine geri dönüş yapıp , tarihi ve turistik yerleri gezmeye başladım. Daha önce bahsettiğim gibi şehir merkezine indiğimde heykeller beni karşıladı ve teker teker sizler için fotoğrafladım. Şehir merkezinde gezmeniz gereken yerleri ve onlarla ilgili küçük bilgileri aşağıda sizler için sıraladım.

  • Kapan Hanı
  • Vardar Nehri
  • Taş Köprü
  • Üsküp Şehir Müzesi ( Eski Tren İstasyonu )
  • Makedonya Savaş Müzesi
  • Üsküp Kalesi
  • Bedesten ( Türk Çarşısı )
  • Mustafa Paşa Camii
  • Rahibe Teressa Evi

Birinci günümün öğle saatlerine geldiğimce yukarıdaki saydığım yerleri gezdiğimi belirtmek isterim. Şehri çok kısa sürede bitirdiğimi düşünerekten ve günün yorgunluğunu atmak için yeni açıldığını ve yöresel yemekler yaptığını okuduğum Bushi Otel’e gittim. Normalde şehir turlarında otelde yemek yenilmez derler ama bende ön yargımı kırmak için bir adım attım. İyiki de yaptığımı sizlerle paylaşmak isterim ☺ Öncelikle yemek fiyatları bir otele hatta dışarıda yiyeceğiniz mekanlara göre çok ama çok ucuz olduğunu belirtmek isterim. Yöresel sebze çorbası ve lezzetinden ismini kaydetmeyi unuttuğum buharda pişirilen tavuk & sebze yemeği beni benden aldı! Üstüne de Türk çayını içtim ve hesabımı ödeyip Fuat ile buluşmak için tekrardan otelimin yolunu tuttum.

Öğleden sonra 16.30 gibi Fuat ile beraber Kanyon Matka’ya doğru yol aldık. Şehir merkezinden yaklaşık yarım saat süren yolculuğumuzda , Müslümanların çoğunlukla yaşadığı köyden geçerek arabayla gidebileceğimiz yere kadar gittik. Daha sonra aracımızı park edip kanyona doğru yürümeye başladık. Yaklaşık 5 dakikalık yürüme mesafesinden sonra eşsiz havası , mükemmel görünümü ile Makedonların dilinden кањон Матка’ya ulaştık. Jeolog olarak burada diğer tarihi yerlerden daha fazla zaman geçirdiğimi belirtmek isterim. Kanyonda en kısası 20 metre , en uzunu 176 metre uzunluğunda olan 10 adet mağara vardır. Bunlarla beraber kabaca derinlemesi 35 metreye kadar uzanan iki dikey çukur bulunmaktadır.Özellikle Antiklinal ve Senklinal yapılarını çok güzel bir şekilde gözlemleyebileceğiniz kanyonun kuzey ucunda gölün sularının toplandığı küçük bir baraj, güney kolunda ise baraj gölünün üzerinde yaklaşık 5-6 km mesafelik alanı küçük bir tekne eşliğinde veya kanyonun kuzeydoğu eteklerine yapılan tek kişilik yürüme alanından yapabilirsiniz. Bu alan 2009 yılında 19 yaşındaki “Eneha Koctobcka” adlı bayan dağcının kanyona tırmanırken ayağının kayıp hayatını kaybetmesinden dolayı yapılmış. Fuat, yaz aylarına doğru baraj gölünde rafting ve kayak yarışlarının da yapıldığını belirtti.

DSC_0074

Kanyon gezimizin sonunda dinlenip bir şeyler içmek için kanyonun ortasına turistik yer olarak yapılan Kanyon Matka Otel ve restoranına oturduk. Merak edenlere şehirdeki bir çok otele göre maliyeti uygun olan bu otel kafanızı dinlemek ve Rize çayırlarındaki rüzgarı içinize çekmek için eşsiz bir mekan! Çaylarımızı içtikten sonra tekrardan otele doğru yol aldık ve Fuat giderken geçtiğimiz Müslüman köyünde tarımın geçim kaynağı olduğunu söyledi. Burada en fazle yeşil elmanın üretildiğini ve Türkiye’ye ihracatının yapıldığını iletti. Biz de tadına bakmadan geçmeyelim dedik ve 1 kg elma aldık. Meyve ve sebzeler ilginç bir şekilde çok pahalı geldi. Dışarıda yemek yeseniz çok daha ucuza geliyor. Bu konuyu özellikle araştırmanın gerekli olduğunu düşünüyorum , ben üşendim yapmadım onun için sizlere bırakıyorum.
Otele geri dönüp eşyalarımı bıraktıktan sonra hem akşam atıştırmalık bir şeyler yiyeceğim hem de gece hayatında neler oluyor onları araştırmak için plansızca yürümeye başladım. Yolda gördüğüm bir kişiye nerelere gidilir neler yapılır nerede yenilir sorusunu sormadan kendimi alıkoyamadım ve aşağıdaki bilgileri sizler için topladım :

  • Pivnica (Akşam yemeği için gerçekten çok güzel bir mekan)
  • Rakija Bar (Akşam yemeğinden sonra Türk çarşısı içerisinde yer alan tam bizlerlik bir mekan)
  • Stanica 26 – Станица 26 (Akşam yemeğinden sonra canlı müzik eşliğinde eğlenebileceğiniz bir mekan)
  • Sektor 909 ( Gece saat 11’den sonra açılan ve 04.00’e kadar devam eden DJ müziklerinin olduğu mekan)
  • XO Club ( Gece 11.30’da yavaş yavaş ziyaretçilerini alan ve yine 04.00’e kadar devam eden Makedonya’daki favori gece kulubü mekanım )

Son gün olan Pazar günü aslında gidiş dönüş taksi ile ( 2 saat – 4000 MKD/180 TL ) veya otobüs ile ( 3.5 saat – 1500 MKD/79 TL ) Ohrid’e gitmeyi planlıyordum ama harika bir cafe keşfettim ve orada bu yazıyı zaman kaybetmeden yazmak istediğimden bir başka sefere gitmeyi düşündüm.

Bu arada Üsküp – Ohrid otobüs seferlerine ilgili linkten ulaşabilirsiniz.
Üsküp’e geldiğinizde ne Starbucks tadında ne de tam yöresel kafe tarzında olan, daha çok jazz ve R&B şarkılarının çaldığı butik “Мекиците од Стража” mekanına gelmenizi öneririm. Burada fiyatlar hem çok uygun hem de bir çok yöresel lezzeti menüsünde bulunduruyor. Burada en fazla yenilen yemek ise “Mekica” yani bildiğimiz Türk usulü Pişi! Hem de yanında yoğurt olarak satılan halis mulis ayranımız ve ezine peyniri de olmazsa olmazı.

Son günümü mekanın içerisinde güzel müzikler eşliğinde bu yazıyı yazarak ve yukarıdaki eşsiz lezzette olan Mekica’yı yemekle geçirdim. Daha sonra 18.30 gibi Fuat ile buluşmak için otele geri döndüm ve Fuat Priştine’ye yolcu götüreceği için babası Nefail amca bana eşlik edeceğini söyledi. Bizde onunla beraber havalimanına doğru yol aldık. Yolumuz uzundu ve Nefail amca ile sohbete daldık. Özellikle Makedonya’nın nüfüsünün azlığından bahsedip sürekli işsizlik konulara değindi. Şu anki Makedonya nüfusunun 2 milyon olduğunu ve ülkede hiçbir fabrikanın olmadığını dile getirdi. Yugoslavya döneminde Demir Fabrikası ( 17.000 kişi çalışıyormuş ) ve Otobüs Fabrikası ( 3.000 kişi çalışıyormuş ) olduğunu ama daha sonra kapatıldığını iletti. Şu anda açık olan sadece Sütaş’ın fabrikasının olduğunu ve çalışanların da aylık 150-200 Euro arasında maaş aldıklarını dile getirdi. Zamanında Türkiye’den arkadaşlarını getirip fabrika kurmaları için ısrar ettiğini ( hatta mobilya fabrikası açmak için bir grubun geldiğini söyledi ) ama 4-5 gün onları gezdirdikten sonra arkadaşlarının 2 milyonluk ülkeye mobilya fabrikası açsak kime satacağız sorularıyla ülkelerine geri döndüklerini iletti. Aslında bu muhabbetler ülkenin ekonomik açıdan hangi durumda olduğunu çok net olarak gösteriyor.

TK 1006 nolu …. model 20.45 uçağıyla tekrardan Istanbul’a geri dönüş sağladım. Aşağıda bu süre zarfında neler harcağımızı sizlerle paylaşmak isterim :

  • Uçak Bileti : THY Gidiş-Dönüş – 330 TL
  • Otel-Konaklama (Kahvaltı Dahil) : Günlük 25 Euro – 1500 MKD – 69 TL
  • Otel – Havalimanı Transfer Taksi : 20 Euro – 1200 MKD – 54 TL (Gidiş – Dönüş)
  • Milenyum Haçı Otobüs Bileti : 70 MKD – 3 TL (Gidiş – Dönüş)
  • Milenyum Haçı Teleferik Bileti : 100 MKD – 4.5 TL (Gidiş – Dönüş)
  • Üsküp – Matka Kanyonu Taksi : 1000 MKD – 45 TL (Gidiş – Dönüş)
  • 1 Kg Elma : 200 MKD – 9 TL
  • Matka Hotel Restaurant (Çay & Portakal Suyu) : 200 MKD – 9.5 TL
  • 1.Gün Öğle Yemeği ( Bushi Hotel & SPA ) : 500 MKD – 23 TL
  • 2.Gün Öğle Yemeği ( Мекиците од Стража ) : 375 MKD – 17 TL

Genel olarak bu şehir için 2 gün fazlasıyla sizlere yetecektir. Daha önceki Arnavutluk gezim için 1 günün yettiği gibi bir çok Balkan şehrini gezmek için 1-2 günlük süre gerçekten idealdir. Kesinlikle yöresel yemekleri deneyin ve gezerken yürümekten yorulmayan birilerini yanınıza alın. Çünkü şehri araçla değil de yürüyerek gezerseniz çok daha eğlenceli olacaktır.

Bir sonraki vizesiz gezimizde görüşmek üzere!

Etiketler

“Makedonya / Üsküp – Heykellerin Şehri!” için 18 cevap

  1. Sinan diyor ki:

    Harika ve detaylı bir yazı olmuş! Diğer şehir gezilerinin de anılarını en kısa zamanda görmek isteriz.

  2. Münevver Helvacıoğlu diyor ki:

    Yaptığınız çalışma gerçekten çok güzel , bayıldım ve devamını bekliyorum. Özellikle böyle bir plan yapmadan önce internette sayfa sayfa dolaşmaktan hoşlanmayanlar için , hepsini bir yerde toplamanız çok iyi bir fikir 🙂

  3. Bülent diyor ki:

    Çok güzel bir çalışma yapmışsınız tebrikler. Gezeceğiniz diğer ülkeleri merakla bekliyoruz. Bu arada Makedonya da fiyatlar çok uygunmuş.

  4. Serdar diyor ki:

    Güzel bir başlangıç olmuş. Elinize, ayağınıza sağlık. Devamını bekliyorum. Yalnız düzeltmek istediğim bir nokta var. Ohri-Üsküp otobüs bileti tek gidiş 480 MKD = 24 TL. Bir kaç gün önce katettiğim bir güzergah olduğu için belirtme gereği duydum. Merak edenler için ise Üsküp-Prizren otobüs bileti 520 MKD = 26 TL ; Tiran-Struga otobüs bileti ise 15Euro.

  5. Cemal diyor ki:

    Kalesinin isminin haritalarda Türkçe “KALE” olarak yazılması ve “BİT PAZARI” adında bir yer görmek güzeldi, ama genel olarak Üsküp’tense Ohrid gidilecek asıl yer Makedonya’da kanımca. Özlemişim oraları , tekrar bi sefer mi düzenlesem kuru fasülyesini yemek için, yazınla hatırlattıkların için teşekkürler

    • Mehmet S. diyor ki:

      Kurufasulye bir harika ama en az onun kadar şahane köfte ve börekleri var. Bunlar kesinlikle tadılmalı . Köfteye kebap , böreğe burek diyorlar .

  6. EYÜP SÖNMEZ diyor ki:

    bende eşimle 2 eylülde üsküpteydim.6 gün kaldık.bir gün kosovaya gittik prizren ve başkent piriştine ye
    prizren güzel ve tarihi bi yer,ama priştineye gitmenize gerek yok.gayet ucuz yerler ulaşım yemek konaklama,tavsiye ederim.ohri gölüne muhakkak gidin ayni bizim marmaris bodrum gibi.14 nisandada saraybosnadaydık orası daha ucuz aralıktada 1 haftalığına belgrada gidecez.bodrum-ist-belgrad gidiş donuş kişi bası 260tl(bileti haziranda aldım pegasusla)kişi başı yemek en fazla 10 tl ayrıca yugoslavlar türkleri seviyolar,sabahları ezanla uyanıyosunuz kendimi türkiyede hissettim,gitmek isteyenlere tavsiye ederim ayrıca vizesiz olması çok güzel.saygılarımla…………………..

  7. Ülkü Gül diyor ki:

    Bugünlerde ben de Üsküp seyahati düşünüyorum şu taksici Fuad’ın iletişim bilgilerini paylaşmanız mümkün müdür acaba bayan olduğum için ve tek başına gideceğim için referanslı birilerini bulmak çok iyi olacaktır

    • admin diyor ki:

      Merhabalar Ülkü,

      Tabiki de, kendisinin de bilgisi dahilde numarasını paylaşıyorum. FUAT : +38 970449964

      • Ülkü Gül diyor ki:

        Harikasınız çok teşekkür ediyorum bu güzel paylaşımlarınızı bizde dostlarımızla paylaşacağız , yaşasın gezmek:))

  8. EYÜP SÖNMEZ diyor ki:

    Ülkü hanım,isterseniz Üsküpte taksici seyfonun telefonunu verebilirim.Gayet iyi türkçesi var ayrıca arabası mersedes +38970678662

  9. Ayfer eda diyor ki:

    Bu sene eylül ayı için planladığım balkan gezime ilham oluyorsunuz hepsi harika notlar ayağıniza kaleminize sağlık.

  10. Berk diyor ki:

    Hocam Allah aşkına Kosava ne ya? Balkan turu yapan birinden bunu beklemezdim 😀

  11. Hüsnü diyor ki:

    Makedonyaya gitmwk istiyorum yabancı dil bilmiyorum.Türkçe ile kendimi ifade edebilir miyim? makedonyada

  12. Arzu Altınanıt diyor ki:

    Çok yol gösterici bir yazı olmuş. Teşekkürler. Gezimizi bu yazıya göre planlamak işimizi çok kolaylaştıracak. Bu arada Fuat’a nasıl ulaşabiliriz caba?

  13. suzan diyor ki:

    merhaba
    fuatın telefonu nu bende alabilirmiyim:)
    haziran ayında 4 günlüğüne gidicem.
    tşkler.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.