Kamboçya Yemek Kültürü
Dünyanın en güzel ülkesine gitseniz de, ülkenin manzarasından, kültüründen etkilenseniz de bu, orada huzur bulacağınız anlamına gelmiyor. Ortada hiçbir şey yokken bile hep bir şey eksikmiş gibi hissedebiliyorsunuz. Gittiğinizde huzur bulacağınız ve bunları yaşamayacağınız bir ülkeyle tanışmak ister misiniz? O halde Güney Doğu Asya’da bulunan Kamboçya sizi bekliyor.
Bilinmeyen Rota – Tuğçe Makarnacı ise bizlere Kamboçya’nın yemek kültürünü anlatıyor, bakalım neler yaşamış :
Kamboçya Siem Reap’e gitmeden önce Eastanbul Guest House’un sahibi Sutay’dan mesaj aldım. Kamboçya’ya geliyormuşsun, bize uğramadan gitme hatta gel misafir edelim diyordu. Eh Kamboçya’ya gidipte Unesco Dünya Tarihi Mirası listesinin en başlarında yer alan Angkor Wat’ı ziyaret etmeden haliyle de Siem Reap’e gitmeden olmazdı. Zorlu bir yolculuğun ardından Siem Reap’e vardığımda, dünyanın en sıcak kanlı insanlarından biri olan Sutay beni hostelde bekliyordu, hatta geç kaldığım için telaşlanmıştı. Varır varmaz acıktığımı düşünerek önüme mükellef bir sofra kurmuştu bile.
Uzun zaman sonra ilk kez bir Türk ile karşılaşıyorum. Eski bir gezgin olan Sutay, seyahatleri esnasında Kamboçyalı eşi ile tanışıp, oraya yerleşmiş. Türkiye ve Kamboçya hakkında koyu bir muhabbete dalıyoruz. İki kültür arasındaki farklılıklardan, özellikle yeme içme kültüründeki farklılıklardan bahsediyoruz. İki çocuğunun Kamboçya kültürü ile büyüdükleri için çikolatadan nefret ettiklerinden bahsediyor. Ağzım açık bir şekilde çikolata sevmeyen çocuk nasıl olur diye anlattıklarını dinliyordum. Muhabbetin arasında çok sevimli köpeği Breakfast koşturarak geldi. İki tane daha köpeği olduğundan diğerlerinin isimlerinin ise Lunch ve Dinner olduğunu belirtti. Nasıl bir insan köpeklerine Breakfast, Lunch, Dinner isimlerini verir ki? Sebebini sorduğumda ise sonlarını bilsinler istedim dedi. Nasıl yani diyerek yüzüne bakıyordum. Türkiye’ye 10 günlük ziyaretinin ardından Kamboçya’ya dönüşü üzerine eşi muhteşem bir parti düzenlemiş. Tüm aile bireyleri, arkadaşlar tanıdık kim varsa bu partide imiş. Eh hangi ülkenin kültüründe kutlamalar yemeksiz olur ki. Partinin bir noktasında masaya tepside bir yemek gelmiş. Bu ne diye sorduğunda köpek demişler çünkü köpek Kamboçya’da ki en pahalı etler içerisinde yer alıyor ve köpek servis edilmesi bir kişiye ne kadar çok değer verildiğini gösteriyor. Ama Sutay’ın aklında deli sorular. Bu hangi köpek demiş titrek bir sesle. Eee bizim köpek diye cevap gelmiş. Yaşadığı şoku anlatmak imkansız tabi. Siz nasıl benim köpeğimi kesersiniz de pişirirsiniz diyince, ee yemeyeceksen niye besliyorsun demiş eşi de.
Böyledir Sutay’ın acı hikayesi. O yüzdendir köpeklerine breakfast lunch ve dinner demesi.
Kamboçya’da kaldığım süre zarfında yerel halkın yediği yemekleri gördükçe farkettim ki Sutay’ın hikayesi aslında çok sıradan. Daha neler mi vardı acayip? Köpek, kedi ve fare üçlüsü maymun beyni ve 21 günlük yumurtanın yanında zayıf kalıyordu. Ben et tüketmediğim için inek yemek dahi bana acayip gelirken, 21 günlük içerisinde epeyce büyümüş ama henüz kabuğunu kırmamış civcivin olduğu yumurtaları hüpletmeleri tam bir travma idi benim için.
Ha bir de happy yemekler ve içecekler var, özendirmemek için o detaylara girmiyorum. Google amcaya bir sorun merak ediyorsanız.





Bir Cevap Yazın