Bol Tarih, Bol Doğa: Kırgızistan
Orta Asya’nın günümüzde bile buram buram tarih kokan ülkesi Kırgızistan’ı gezi listenize eklediniz mi eklemediniz mi bilmiyoruz. Ama bu yazıyı okuduktan sonra “Vay be, Kırgızistan ne kadar güzelmiş. Kesin gitmeliyiz!” diyeceğinizden eminiz. Neden mi? Çünkü Kırgızistan bir seyahatten dileyebileceğiniz her şeyi sunmaya hazır. Doğaysa doğa, tarihse tarih, sevecen insanlarsa sevecen insanlar! Pamuklara sarılası bir ülke işte!
Kırgızistan nerede, komşuları kimlerdir? Biliyorsunuz Kırgızistan bir Orta Asya ülkesi ve bu da onu daha çok sevmemiz, ekstradan sevgi bağı kurmamız için bir neden. Çünkü yüzyıllar öncesinde bu coğrafyadan gelmiş atalarımızın geçmişte yaşadıkları hayatı yaşayan insanlar var burada. Kırgızistan çadırları, at binen kadınlar, göçebe bir hayat… Bir nevi geçmişi ziyaret gibi hissettirecek Kırgızistan ziyareti. Kırgızistan’ın başkenti Bişkek, komşuları ise Tacikistan, Kazakistan, Moğolistan, Çin Halk Cumhuriyeti, Rusya ve Özbekistan.
Bir kısmının günümüzde de yarı göçebe yaşadığı Kırgız halkıyla bilinen ülkenin %95’i dağlardan oluşuyor. Bu nedenle ülkeye “Göğe Uzanan Dağlar Ülkesi” de deniyor. Kazakistan şehirlerinden Oş ise “ülkenin 2 başkenti” olarak biliniyor. Kırgızistan vizesi için yapmanız gereken bir şey yok çünkü Kırgızistan vizesiz ülkelerden biri! Ülkede 60 gün boyunca vizesiz olarak kalabiliyorsunuz. yemyeşil doğasıyla, büyüleyici gölleriyle, genellikle et ağırlı Kırgız mutfağıyla ülke kesinlikle ziyaret edilmesi gereken rotalardan biri. Kırgızistan’da görülmesi gereken yerleri 3 başlık altında sizin için bir yazdık. Bir de yazının sonunda sürprizli bir bölüm var. 😉 Haydi başlayalım.
Dağlar
Kırgızistan’ın dağlarını madde madde vermektense tek başlık altında toplamak daha doğru olacak sanırız. Pamir Dağları ve Tanrı Dağları’na gidip o atmosferin havasını ciğerlere bir çekmeli. Bu noktalara genellikle dağcılar gidiyor ama bu sporla uğraşmayanların gitmemesi için de bir neden yok. Ceviş Zirvesi tırmanması en zor nokta ve 7439 metre yüksekliği bulunuyor. Lenin Zirvesi, Han Tengri Zirvesi ise diğer zirveler. Bu zirvelere çıkan dağcılara ise “Kar Leoparı” adı veriliyor.
Göller ve Nehirler
Kırgızistan bakir bir doğaya sahip. Ülkenin su kaynakları ise oldukça fazla. Isık Göl, hem bu doğal güzelliği bulunan hem de tarihi miraslara sahip bir nokta. Uzaydan bakıldığından dünyanın gözü gibi görünen bu nokta, tamı tamına 7 tane eski yerleşim merkezine sahip. Kırgızistan’ın en büyük gölü olan Isık Köl, dünyanın da en büyük 2. dağ gölü. Kırgızistan’ın turizm merkezlerinden biri olan Isık Köl çevresi yazın dolu olan plajlarıyla da biliniyor. Uzun lafın kısası Isık Köl, Kırgızistan’da mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri.
Son Köl deniz seviyesinden 3000 metre yükseklikte bulunuyor ve iklim nedeniyle bu noktada ağaç yetişmiyor. Geleneksel Kırgız çadırlarını ve göçebe yaşamı tadımlamak isterseniz gitmeniz gereken noktalardan biri kesinlikle Son Köl çevresi çünkü çadırlar burada kuruluyor.
Orta Asya’daki 2. en derin göl olan Sarı Çelek Gölü etrafı çam ağaçlarıyla dolu yemyeşil, huzurlu bir atmosfer sunuyor. Göl, dalmak için gayet müsait bir ortama sahip. Hem bu doğal güzelliği görmek hem de ondan dalarak faydalanmak isteyen turistlerin uğrak noktalarından biri Sarı Çelek Gölü.
Köl Suu, dünyada eşine az rastlanır, fotoğraflarda gördüğümüzde “Dünyada ne güzel yerler var!” dedirten yerlerden. Çevresi kayalık olan bu gölün turkuaz rengine dalıp dalıp gitmek bir çeşit meditasyon olabilir.
Narın Nehri doğal güzelliğinin yanında bir de enerji kaynağı olarak biliniyor. Kırgızistan’ın hidroelektrik santralleri bu nehir üzerinde bulunuyor ve bu nehirden besleniyor.
Tabii ki bu doğal güzelliklerin etinden sütünden faydalanmak da mümkün. Örneğin Kökemeren Nehri’nde adrenalinle dolup taşacağınız sporlar yapmanız mümkün ki rafting bunlardan sadece biri. Ayrıca ülkenin dağlar ülkesi olduğunu bir kez daha hatırlatalım ve dağcılığın yanında kayak, heli-ski (helikopterle zirveye çıkıp aşağıya kayakla inmek) ve at biniciliği gibi pek çok sporu yapabileceğinizi de söyleyelim.
Tarihi Noktalar
Söylediğimiz ve söylemekten bıkmayacağımız gibi (çünkü sonuna kadar haklıyız) Kırgızistan buram buram tarih kokan bir destinasyon. Saymaluu Taş Açık Hava Pertpoglif Galerisi de bunun en önemli ve en güzel kanıtlarından biri. Geçmişi Milattan Önce 2500’lü yıllara dayanan bu alan dünyanın en büyük açık hava pertpoglif galerisi olma özelliğini taşıyor. 4000 metre yüksekliğe kadar yapılmış olan bu açık hava resimlerinin gizemli dokuları bulunuyor.
Süleyman Dağı hem doğal güzellik hem de tarihi zenginlik olarak dikkat çeken bir nokta. Dağda bulunan ufak oyuklara “Beşiktaş” deniyor ve bu dağı peygamberlerin ziyaret ettiğine inanılıyor. Adı da Süleyman Peygamber’den geliyor zaten. Neolitik Çağ’dan kalma olan bu dağda bir de müze bulunuyor. Müzede içi doldurulmuş hayvanlarla karşılaşmak mümkün.
Balasagun Kenti ve Burana Minaresi ise tarih kokmaktan ziyade size geçmişi yaşatıyor. Karahanlılar tarafından inşa edilmiş olan ve “İlk Türk Minaresi” olma özelliğini taşıyan Burana Minaresi ilk yapıldığı zamanlar, o zamanın şartlarına göre, 46 metre gibi dev bir uzunluğa sahipmiş fakat 15. yüzyılda toprakları vuran deprem nedeniyle minarenin boyu 26 metreye düşmüş. Burana Minaresi’nin bulunduğu yer ise Balasagun. Fakat şehir sadece bu minareyle ünlü değil. Kutadgu Bilig’in yazarı Yusuf Has Hacip’in doğduğu şehir olan Balasagun edebiyat dünyası için de oldukça önem taşıyan bir şehir.
Kırgızistan hoşgörü ile bezenmiş topraklar. 19. yüzyılın sonlarında inşa edilen Dungan Camii de bunun bir kanıtı. Müslüman Çinliler’in zulüm gördüğü zamanlar Kırgızistan’a göç etmesinin ardından inşa edilen bu camii Çin mimari özellikleri kullanılarak yaratılmış ve bu da ülkeye bambaşka hava katan bir mimari eserin var olmasına neden olmuş.
Kırgızistan İpek Yolu üzerinde bulunan bir ülke olduğundan tarihi kervansaraylar ile karşılaşmak olası hale geliyor. Tanrı Dağı eteklerinden bulunan Taş Rabat Kervansarayı. Yapım yılı tam oalrak bilinmeyen bu kervansarayın en geç 10. yüzyılda inşa edildiği düşünülüyor. Çünkü yapılan arkeolojik çalışmalarda 10. yüzyılda bölgenin dolu olduğu anlaşılıyor.
Neden Kırgızistan?
- Çünkü Orta Asya’nın en güvenli ülkesi. Kadın ve erkeğin eşit olduğu söylenebilir. Eski Türkler’de duyduğumuz at üzerinden inmeyen kadınlar bu topraklarda hala var mesela. Kadınlar Kırgız halkı tarafından saygıyla karşılanıyorlar. Hatta bir kadın bu topraklara tek başına bile seyahate gidebiliyor.
- Çünkü tarih kitaplarında kaldı sandığımız eski Türk adetleri hala Kırgızistan’da yaşıyor. Yarı göçebe bir yaşam süren Kırgız halkının çadırında bile konaklayabilirsiniz belki kim bilir. Hem o güzel doğaya, temiz havaya uyanmak gibisi var mı? 🙂
- Çünkü anlattığımız gibi doğa harikası, tarih mirası bir ülke. Kırgızistan’da insanın ömrü uzayabilir. Bizden söylemesi.
- Çünkü tabii ki vizesiz ve yakın!
Bir Cevap Yazın